hayatta, en sevdiğim çocuk film karakteri olan alexandria türkmüş!! :p şu,
the fall'daki, kırık koluyla oradan oraya bi masal dinleyebilmek için koşturan, söylenenleri anlamadığı zamanki gülüşüyle, "
what?!" deyişiyle beni benden alan küçük kız.
bugün karşılaştım kendisiyle. ama alexandria'ya çok benzediğini, yanından ayrıldıktan sonra fark ettim. konuşmaları ise tamamen alexandria'nınkilere eş değer bi şapşallıktaydı. çünkü pek alışkın değilizdir küçük bi kızın içi gülen gözlerle yaklaşıp "
evli misin?" diye sormasına ya da durup dururken "
sen çok büyüksün" demesine. hele ki, şu diyalogdan sonra, ailesi, kızlarını kaçırmadığıma dua etsin.
- sen saçlarını boyatmışsın.
+ hayır, boyatmadım.
- ama sarı, boyatmışsın.
+ hayır ya, inanmıo musun, kendi rengi böyle.
- küçükken de mi böyleydi?
+ evet, hatta daha açıktı, bu koyulaşmış hali.
- hmm. o zaman annen küçükken boyamış.
:) of. yirim. babamı "
cumhurbaşkanı"na benzetmesine değinmiyorum bile.
7 yıldız:
aranızda geçen diyalog müthiş :)
ya, gerçekten, o kadar tatlı bi kızdı ki, inanamadım :) bi daha bi daha göresim var.
gugli gugli gugli go away :)
met, en güzel kısmı şey bence. kiliseden yuvarlak bi yiyecek alıp lee pace'e götürüyor, o da "did you save my soul?" diye soruyor defalarca, alexandria da bi türlü anlamıyor, "what?" diyor, gülerek geçiştiriyor ya. arada açar o sahneyi izlerim :) harika ya.
kesinlikle :)
bi daha görürsen kesin kaçır :) büyük hata yapmışsın :)
of sorma, az kaldı, özlerim yakında :)
Yorum Gönder