(demir demirkan - rüzgar)
(demir demirkan - belki)
aynalar önemli, sandığınızdan daha çok. uzun bir süre odanızda aynaya ihtiyaç duymamanızı, aynalara bakabilecek duruma gelince fark ettiğinizde yaşadığınız şaşkınlıktan daha çok. hep dedik ki, aynaya bakması zordur insanın. sonra dediler ki, ayna görüntüsü dışarıdan görünüşü insanın. yani, kendimiz değiliz ve ufak bir fotoğraf düzenlemesiyle elde edilen "gerçek" simetrik görüntüye de hiç alışmamışız. beğenmiyoruz dolayısıyla (demir demirkan - cevapsız). olduğumuz hali beğenmiyoruz da, başkalarının bizi gördüğü hali beğeniyoruz. kendimize bu kadar yabancıyken de, başkalarını tanımaya çalışıyoruz.
utandığınız bir şey yapmışsanız ve affetmek bir çözüm olarak bir türlü ortaya çıkamamışsa, geriye iki seçenek kalır. ya hiç utanmamış gibi yapar, davranışın şiddetini arttırırsınız ya da aynısını yapmayı hiç istemiyormuş gibi yapar, davranışı tamamıyla kesersiniz. ikisi de bir işe yaramaz (demir demirkan - göçmen). hiç utanmamış gibi yaptığımda da hiç yapmak istemiyormuşum gibi davrandığımda da, kendimi cezalandırırken buldum kendimi. siz yapmayın diye demiyorum, yalnız hissetmeyin diye diyorum. en kötüsü yalnızlık çünkü. utanç da değil, suçluluk da, anlaşılmamak da, kendini cezalandırmak da... en kötüsü yalnızlık.
(demir demirkan - zaferlerim)