Pages

10.10.12

değiş`e`memek..



dönüp bakmayı, eskiden yazdıklarımı ve hatta başkalarının eskiden yazdıklarını okumayı severim. bir şeylerin değişmediğini, hala aynı şeye üzülen ve aynı şeye sevinen, aynı anlama gelen istekleri olan, aynı şeyleri yapmayı seven biri olduğumu görmek beni rahatlatır. elimde olsa, hayatımdaki her önemli insana, ne kadar değişmediğimi ve bununla ne kadar gurur duyduğumu söylerim.

bkz: everybody's changing but i don't know why.

biraz büyümem gerektiği söylenir. büyümenin, yaşla alakası olmadığını çok uzun zamandır biliyorum. zaten bende eksik olan ya büyümek için gerekli olan yaşantılar ya da o yaşantılarla 'grown up' gibi baş etme becerisi. yine de çoğu zaman küçük prens'ler, balıklar ve yıldızlar, zaman zaman papatyalar ve bulutlar, çocukluğumun mahallesi ve legolarım, iyi hissetmek için yeterliymiş gibi gelir. elimde kağıt ve kalem, sarı ve kocaman bir zarf,  ciddi konuşmalar, 'müteselsil' gibi sözcükler bende büyük duruyor, ayrıca canımı da çok sıkıyor. sanki bunları yapmaya başlarsam bir daha mutlu olamayacakmışım gibi hissediyorum ve o hissin adı da 'kaygı' oluyor tabi ki.

oysa çevrenizdeki herkesin mutlu olmasını istemeniz gibi, bazen de çevrenizdeki herkes kadar mutlu olmak isteyebilirsiniz. üstelik, bu durum sizin veya bir başkasının suçu bile değildir muhtemelen. sadece hayat, beklenmedik sürprizlerinden birkaçını yapmayı unutmuş olabilir ve sadece biraz daha beklemeniz gerekmektedir.

ipucu: hayat, beklenmedik davranmamaya devam ederse, siz beklenmedik davranın. ayrıca "kendinize bir kahve ısmarlayın ve sizi mutlu eden sesi duymak için 'aaaloooo' diyin" :)