bir oyun, o kadar. büyütülecek bi şey değil.
kaybedecek ya da kazanacak olmam umrumda bile değil.
ödülü bile geri çeviririm ben zaten.
her zaman yaptığım gibi.
çünkü oynamak zevkli.
oyunun sonu değil, iyi veya kötü.
tek istediğim bu oyunu elimden almaman.
sıkılmama izin vermemen ya da.
arada ödülü gösterip kaçırman, gerekirse.
garip ama, böyle mutlu oluyorum ben.
gecelerce düşününce, yaşadıklarım rüyalarıma girince, her şeyi tekrar tekrar inceleyince.
o yüzden, benimle oynar mısın? :)
--
ve "sen" derken, herkese sesleniyorum aslında.
hemen hemen herkese.
hep öyleydi hatta.
yoksa üstüne mi alındın?! :))
30.3.10
28.3.10
26.3.10
bi soru daha!
griyle pembe, turuncuyla yeşil, siyahla kırmızı..
ne kadar uyumlular :)
ben hangi rengim ki?
peki sen? :)
p.s : 2 olmuş! :p
ne kadar uyumlular :)
ben hangi rengim ki?
peki sen? :)
p.s : 2 olmuş! :p
25.3.10
başlık yok!
seni gördüm bugün. ama sen beni görmedin.
geldiğimde gitmiştin, oysa ben senle konuşmaya karar vermiştim.
günlerdir sorular soruorum sana, hiç cevap vermiosun.
çok da şansımı zorlamamam gerekio dimi?
söylediğimin arkasında durmalıyım hatta..
ama böylesi daha eğlenceli ve sadece canım bu sıralar böyle istio :)
pek bi anlam da aramamak lazım yani..
ben bile anlamıorum bazen kendimi, haberin olsun :)
geldiğimde gitmiştin, oysa ben senle konuşmaya karar vermiştim.
günlerdir sorular soruorum sana, hiç cevap vermiosun.
çok da şansımı zorlamamam gerekio dimi?
söylediğimin arkasında durmalıyım hatta..
ama böylesi daha eğlenceli ve sadece canım bu sıralar böyle istio :)
pek bi anlam da aramamak lazım yani..
ben bile anlamıorum bazen kendimi, haberin olsun :)
23.3.10
I..
"I... I used to make long speeches to you after you left. I used to talk to you all the time, even though I was alone. I walked around for months talking to you. Now I don't know what to say. It was easier when I just imagined you. I even imagined you talking back to me. We'd have long conversations, the two of us. It was almost like you were there. I could hear you, I could see you, smell you. I could hear your voice. Sometimes your voice would wake me up. It would wake me up in the middle of the night, just like you were in the room with me. Then... it slowly faded. I couldn't picture you anymore. I tried to talk out loud to you like I used to, but there was nothing there. I couldn't hear you. Then... I just gave it up. Everything stopped. You just... disappeared."
19.3.10
deniz
"küçük kız
senin gözlerin kocaman
düşlerin yaşamdan büyük
ama dokunabilir misin karanlığıma
gözlerin görür mü gözlerimi
denizin sesini duyarsın
deniz kabuklarında
beynimin uğultusunu duyar mısın ki"
lm (:
--
sen sorsan aynısını.
"dokunabilirim" desem, "görür" desem, "duyarım" desem.
içimden neler geçiyor bilsen..
burada bile yalanlar söylediğim için utansam, bi daha yapmasam..
"b" de hep gülse yan odadan :)
ne hüzünlü bi gün, di mi?
senin gözlerin kocaman
düşlerin yaşamdan büyük
ama dokunabilir misin karanlığıma
gözlerin görür mü gözlerimi
denizin sesini duyarsın
deniz kabuklarında
beynimin uğultusunu duyar mısın ki"
lm (:
--
sen sorsan aynısını.
"dokunabilirim" desem, "görür" desem, "duyarım" desem.
içimden neler geçiyor bilsen..
burada bile yalanlar söylediğim için utansam, bi daha yapmasam..
"b" de hep gülse yan odadan :)
ne hüzünlü bi gün, di mi?
18.3.10
çok nostaljik! :)
çok şanslıydım bugün.
cahit hoca şehir dışında değildi (:
müge hoca derste değildi (:
biriyle buluştum, küpe aldım, "birini görürüz" dedim, kadir hoca'yı gördüm!
sonra arabadayken.. (a)
sweeney todd dışında, ama onu da halletcem.
yarın da böyle olsun.
sonraki gün de.
ondan sonraki gün de..
ondan sonraki gün de..
ondan sonr..
ond..
.
.
.
:)
p.s : ama yine de yorgunluğumdan ölüorum :| ve yarın ne giycem ben yaa?!
cahit hoca şehir dışında değildi (:
müge hoca derste değildi (:
biriyle buluştum, küpe aldım, "birini görürüz" dedim, kadir hoca'yı gördüm!
sonra arabadayken.. (a)
sweeney todd dışında, ama onu da halletcem.
yarın da böyle olsun.
sonraki gün de.
ondan sonraki gün de..
ondan sonraki gün de..
ondan sonr..
ond..
.
.
.
:)
p.s : ama yine de yorgunluğumdan ölüorum :| ve yarın ne giycem ben yaa?!
14.3.10
`so different than before` (:
bugün açık perdelerim, masamı da topladım.
dün hiç konuşmadık ~sayılır~..
ama şarkı söyledi bana, ona aldığım gitarla, gözlerimin içine baka baka.
"accidentally in love".. (:
bi de "resmen aşığım"ı söylesin diye zorladık, çok alakasız insanlarla.
söylemedi, ben söyledim arkasından hoplaya zıplaya :p
sonra bi baktım, kolyem kopmuş.
kenarı da yanmamış telefonumun bi daha.
ben de bi şarkı açtım eskilerden, "love" diye ~ne klişe isimmiş bu da :p
mutlu oldum.
hem toffifee'm var hala, daha ne olsun! :)
dün hiç konuşmadık ~sayılır~..
ama şarkı söyledi bana, ona aldığım gitarla, gözlerimin içine baka baka.
"accidentally in love".. (:
bi de "resmen aşığım"ı söylesin diye zorladık, çok alakasız insanlarla.
söylemedi, ben söyledim arkasından hoplaya zıplaya :p
sonra bi baktım, kolyem kopmuş.
kenarı da yanmamış telefonumun bi daha.
ben de bi şarkı açtım eskilerden, "love" diye ~ne klişe isimmiş bu da :p
mutlu oldum.
hem toffifee'm var hala, daha ne olsun! :)
13.3.10
bi şeyler bi şeyler..
ama koyu yeşil perdeme güneş vurduğunda odamda oluşan loşluğu seviyorum, bundan eminim :)
masamın dağınıklığını...
'sol ayağım' muhabbetinden sonra, birden gıcık olmasını..
mesaj geldiğinde mesela, telefonumun kenarında yanan ışığı.. :)
ve toffifee'yi.. -ki şu an aralarında en çok sevdiğim bu!
masamın dağınıklığını...
'sol ayağım' muhabbetinden sonra, birden gıcık olmasını..
mesaj geldiğinde mesela, telefonumun kenarında yanan ışığı.. :)
ve toffifee'yi.. -ki şu an aralarında en çok sevdiğim bu!
12.3.10
voodoo girl
"but she knows she has curse on her
a curse she cannot win.
for if someone gets
too close to her,
the pins stick farther in."
tb (:
--
bu laneti tersine çevirmenin bi yolu olmalı..
a curse she cannot win.
for if someone gets
too close to her,
the pins stick farther in."
tb (:
--
bu laneti tersine çevirmenin bi yolu olmalı..
10.3.10
6.3.10
4.3.10
he..
bu sefer saflık değildi yaptığım!
evet, yine şaşırdım, saolsun, ama en azından bu sefer bekliyodum.
güvenmemekle hata yaptığımı düşünmeye başlamıştım, yine başa döndüm.
kendi bilir.
ve darker side of amélie'den bi farkım kalmadı.
düşürdüğü atkıyı, bana verdi sanıp bi de atkıya sarılıp uyumaya başlamışım meğersem.
geçti ama, geçecek.
evet, dediğim gibi, kendi bilir.
evet, yine şaşırdım, saolsun, ama en azından bu sefer bekliyodum.
güvenmemekle hata yaptığımı düşünmeye başlamıştım, yine başa döndüm.
kendi bilir.
ve darker side of amélie'den bi farkım kalmadı.
düşürdüğü atkıyı, bana verdi sanıp bi de atkıya sarılıp uyumaya başlamışım meğersem.
geçti ama, geçecek.
evet, dediğim gibi, kendi bilir.
2.3.10
bazen
bazen durup dururken canım sıkılır benim.. her zaman güldüğüm bi espriye kızabilirim, birden çok soğuk davranmaya başlayabilirim, yanımda olanların değerini bilmeyip olmayanları özleyebilirim, bazı telefonlara çıkmazken, bazı mesajlara da cevap vermeyebilirim, beklenmeyen bi tepki verdiğimde ciddi olmama rağmen şakaya vurabilirim, sonra da ciddiye alınmadığıma bozulabilirim, yapmayı çok sevdiğim şeyleri yapmaktan vazgeçebilirim, ben bile kendimi tanıyamayabilirim, ne kadar dengesiz olabileceğimi fark edip içten içe üzülebilirim ama yine de kimseye bi şey söylemeyebilirim.
ama şu an o bazen'lerden değil.. mi? :((:
ama şu an o bazen'lerden değil.. mi? :((: