Pages

6.1.13

osidolao

2005'te...

bir gün bir kiliseye gideriz seninle. bu sefer gerçek bir meryem ana heykelinin kalbine yollarız dileklerimizi. birsürü bonibon bırakırız önüne. isa'yı çarmıhlardan söker, yerine yüreklerimizin cesetlerini asarız ya da bir uçurumun kıyısına oturur, her saat başı kendinden atlayarak intihar eden ağacı izleriz - aynaya bakar gibi - sonra sen başını omzuma yaslayıp ağlarsın. hiç sebepsiz, öylesine ağlarsın işte. gözyaşların düşer soluğuma. uçurumun kıyısına yürürüz birlikte. adım adım... her şeye inat... sen çığlık atmayı öğretirsin bana düşerken.

- ah ! karanlık asansörlerdeki bitmek bilmeyen intiharlarımız -

beyza, dostum, kan ısıtıcım, ruh ikizim, ötekim, harbe giden sarı saçlı kızım benim. hani o gün vardı ya... o gün birsürü çatal iğne getir. göz kapaklarımız için. merdivenlerde erirken dikişlerini patlatacağız gözlerimizin !

not: ben yürümeyi senden öğrendim ! teşekkür ederim. her şey için, var olduğun için ! 

ve aynı kişiden 2010'da... 

aslında sana söylemeyi unuttuğum bir şeydi, ama unuttuğum halde bildiğini de bildiğim bir şey. ben bahçeleri çok sevdiğimi yeni anladım mesela, ama sen bunu en önceden biliyordun gibi. her çeşit bahçe, yapma çiçekli plastik çimenli bahçe, ıslak çamurlu gece vakti bahçesi, cüceli bahçe, sana özel boynu bükük papatya bahçesi, bana özel kedili bahçe. ikimize özel papatya ve kedi bahçesi, merdivenli bahçe... yağmurlu bahçe, deniz yıldızı bahçesi, erikli bahçe... herbiri kendine has ruhunun öyküsünü biriktirirken, sen bütün bahçelerin içinde, ulaşamadıklarımın da içinde, altın bir akşam üstü gölgesi edasıyla bana anahtarı kapının altından hep bırakırsın biliyorum. seni seviyorum.

---

en çok özlediğim. yine 17 yaşında olsak. sırf her günaydın'dan tatlı rüyalar'a kadar birlikte olabilmek için :)

0 yıldız: