Pages

13.5.13

kırık

bazen tek ihtiyacın olan birazcık güneş ışığıdır, ama hayat işte, o bazen'lerin bir kısmında sana verdiği tek şey yağmur bulutlarıdır. kendimce dandik bir kişisel gelişim kitabı girişi yaptıktan sonra -ki onları bu kadar değersizleştirmemin tamamen kendimle alakalı olduğunu yeni fark ediyorum, aslında demek istediğim şeye gelecek olursam: hayal kırıklıkları çok olasıdır.

hayal kırıklığı diyince, aniden paramparça olan kocaman bir camın gürültüsü geliyor kulağıma her seferinde. cam kırığının batması, kanatması değil yani; sesi. nereden aklımda kalmış bilmiyorum, belki bir diziden, belki de bir rüyadan. bir de o sesle birlikte, birazcık silik olsa da, görüntüsü. yerle bir olmak gibi. yerle bir olurken de bağırmak gibi işte. şimdi her şey yerli yerine oturmadı mı sizce de?

nereden çıktı bunlar bilmiyorum. son zamanlarda yaşadığımdan değil de, tekrar yaşamaktan korktuğumdan (yazar, tam burada alaylı bir şekilde gülümsüyor). hayal kırıklığının yaşamla çok yakın bir ilişkisi var zaten, ama burada anlatmaktan açıkça kaçınacağım. dans yarışması seyredeceğim, bir dans beni çok etkileyecek ve ancak o zaman ağlayabileceğim.


1 yıldız:

dadamla dedi ki...

çünkü ağlarken ıslanır ki camın parçala rı. erirler çünkü sen çay gibi bakarsın. eriyince onlar aklımızın almadığı minik biblolara dönüşürler. bazen gülüşümüzde, bazen gözlerimizde belirsiz anlara oturup kalkmadıklarını biliyorum. bir de bazen ikimizinkiler bir araya gelip çiftetelli oynuyorlar gibi geliyor bana ya, hayırlısı.