yanılsamalar kitabı'ndan.
21.1.12
doğum lekesi
'o öykünün bana ne yaptığını asla bilemezsin. durmadan okudum onu, durmadan üzerinde düşündüm ve yavaş yavaş kendimi olduğum gibi görmeye başladım. başkaları insanlıklarını içlerinde taşıyorlardı, ama ben yüzümde taşıyordum. başkalarıyla aramdaki fark buydu işte. kim olduğumu saklamama izin yoktu. insanlar bana baktıklarında ruhumun içini görüyorlardı. fena değildi görünümüm, bunu biliyordum, ama beni hep yüzümdeki o mor lekeyle anacaklarını da biliyordum. ondan kurtulmaya çalışmamın anlamı yoktu. hayatımın temel gerçeğiydi o leke ve onun yok olmasını dilemek kendimi yok etmek istemekle aynı şeydi. ben asla herkesinki gibi bir mutluluk yaşayamayacaktım, ama o öyküyü okuduktan sonra, sahip olduğum şeyin de aynı derecede iyi olduğunu düşündüm. insanların ne düşündüğünü biliyordum. yapmam gereken tek şey onlara bakmak, yüzümün sol yanını gördüklerinde gösterdikleri tepkiyi incelemekti, böyle yaparak onlara güvenip güvenemeyeceğimi anlayabiliyordum. doğum lekem, onların insanlığını sınayan bir şeydi. onların ruhlarının değerini ölçüyordu, çok çalışırsam onların içlerini görebilir ve kim olduklarını anlayabilirdim.'
2 yıldız:
Acımasız ama gerçeklik payı yüksek sanırım... Yüzünde dövmesi olan biri ile doğum lekesi olan birine yaklaşımların farklılığını kabul etmek gerekiyor... Keşke öyle olmasa...
Bence diğerlerinden ayıran en tatlı özellikler ben'lerimiz ve lekelerimiz. Hatta hep çillerim olsun saçlarımda turuncu olsun istemişimdir...
evet, kesinlikle yaklaşımla alakalı. yalnızca, bir lekenin bir şey ifade etmediği insanlarla karşılaşabilmeyi umut edebiliriz :)
ama çiller candır, bence de.
Yorum Gönder