birkaç gün önce zenne'ye gittim ve filmi izleyince, bazı hayatlara ne kadar uzak olduğumuzu fark ettim. üzüldüm, hem de çok. kendi telaşımda, tanıma şansını yakalayamadığım o kadar insan var ki... şu an kendime bile kızıyorum, eve kapanmış halde bu satırları yazıyor okduğum için. eğer filmler hayat değiştirebiliyorsa gerçekten, benim hayatımı bu film değiştirebilir belki de. biraz daha düşünmeli. ama fazla düşünmeden de harekete geçmeli.
yalnızca bi film olmasını isterdim aslında o hikayenin. yalnızca film olduğunu düşünerek, kendi hayatımı sorgulamasaydım da olurdu.
olmadı tabi.
insan olanın içinin kaldıramayacağı bi durum var ortada. dün, aynı konunun işlendiği [ama bence kötü bağlandığı] behzat ç.'de, behzat'ın son sahnedeki tepkisini vermek istiyorum bugünlerde, duyduğum her şeye karşı. insanların acımasızlığı, anlayışsızlığı, bencilliği çok fena midemi bulandırıyor çünkü. her davranışı bi şekilde açıklarım belki, ama bunları açıklayamıyorum.
bilirsiniz, ben umutluyumdur genelde, her şey hakkında. ama bugünlerde gelecekten korkuyorum. yazının bu noktalara gelmesini de planlamamıştım aslında, öfkeliymişim, haberim yokmuş. ama öfke iyidir iyi. harekete geçirir.
neyse. diyeceğim o ki, gitmemiş olan varsa, ben bi daha izlemeye gidebilirim.