bugünlerde o kadar düzenli ve sıradan bi hayatım var ki, yaptığım en büyük çılgınlık üç büyük bardak taze sıkılmış portakal suyu içmek. dönem içinde ders çalışmaktan ilk bölümlerini kaçırdığım, sonra da izlemeyi yaza bıraktığım behzat ç'ye başlamıştım bir ay önce. sabah kahvaltı yapar yapmaz onu izliyorum, sözlüklerden o bölümle ilgili yazılanları okuyup bi şey yazmamak için kendimi zor tutuyorum. öğleden sonra odam güneş altında kaldığı için, salona geçip puzzle'ın başına oturuyorum. parça aramaktan başım dönünce, odama geri dönüp başka diziler izliyorum. akşam yemeğinden sonra ise bir film izliyorum. biraz önce l'arnacoeur diye bir fransız filmi izledim mesela "J'min önerisiyle.
evet, fransız filmleri seven o kızlardan biri benim. biri de "J. ama onun ablası değil sanırım. zaten scott pilgrim vs. the world'ü de sevmemişti. neyse. o değil de, dünden beri düşünüyorum. acaba benim "seninle mutsuz olmaya da varım" diyebileceğim kimse çıkmadı mı karşıma?
üzülüyorum. sonra rüyalarımda saçmalıyorum. biri şu kızı sustursun. nolur.
hı. bi de bütün bunları yaparken aralarda bubble struggle 2: rebubbled oynuyorum. eski bağımlılığım geri döndü. link koydum ama uzak durun bence. :p :)
4 yıldız:
bu yazıyı okuyunca insan ister istemez baştaki cümleye bağlı olarak hayatındaki en büyük çılgınlık nedir diye sormak istiyor. nedir :D
ay sırf başvuru formunda bu soru var diye, canlı para'ya bile başvurmadım ben :D istemeyin böyle sorular, başka sorular sorun :p :D
scott'ı kim sevmemiş? verin çizgi romanını okusun.
var öyle bi planım, çaktırma. :)
Yorum Gönder