elim kolum bağlıymış ve bunlar son çırpınışlarımmış gibi bir his. iplerden kurtulur muyum, hepsine daha mı çok dolanırım, bilmiyorum. tek bildiğim, daha önce hiç bu kadar çırpınmadım. hep çaktırmadan, yakalanırım korkusuyla alttan alta kendime göre değiştirmeye çalıştım bir şeyleri... hiçbir şey yokmuş gibi, hep herkesin istediği gibiymişim gibi davrandım. şimdi de ödüm kopuyor, belli ki o korku hala olduğu yerde duruyor, ama anlamıyorum, bana ne oluyor?
bir tarafta yapılabilirliğinden daha önce hiç olmadığım kadar emin olduğum hayallerim, isteklerim var... ama onları bile neden istediğimi son zamanlarda bilmediğimi fark ediyorum. kendime ya da başkalarına bir şeyleri kanıtlıyor mu bunlar, kanıtlaması belki sorun değil ama, asıl amaç bu mu? eğer başka kanıtlar peşinde koşmaya devam edeceksem, bir şeyleri geride bırakmaya değer mi? ben gerçekten ne istiyorum?
kahretsin, bu nasıl bir soru!
ve ben bu soruya cevap vermeyi neden bilmiyorum? neden öğrenmemişim bunca zaman? öğrenmek için ne yapabilirim? bulduğum cevapların yine başkalarının gözündeki değerli cevaplar olmadığından ya da bunları sırf ipleri koparmak, etrafı dağıtmak, yıkıp yakmak için istemediğimden nasıl emin olabilirim? yaptıklarımın bana ait olduğunu hissetmezsem güvenli alanımdan dışarı çıkmak için bir daha nasıl cesaretimi toplayabilirim?
tam da bu noktada, bütün bunlara da hakkım olduğunu bağırıyor bir yanım, hâlâ başkalarının gözlerinin içine bakabileceğimi, demek ki buna zaman zaman ihtiyacımın olduğunu... önceden yapmamış olsam da, ipleri koparmak ve öfkemi çıkarmak isteyebileceğimi, demek ki artık buna da ihtiyacımın olduğunu... ve bazen güvenli alanımdan çıkmamayı isteyebileceğimi söylüyor bir yanım. bu yanıma kulak vermek istiyorum, çünkü bütün bunlarla savaşmak imkansız.
ve bu yazının sonuna yaklaştıkça daha iyi anlıyorum... ben gerçekten ne istediğimi bulamayacağım ama aramaya devam ettikçe yaşıyor olacağım.
0 yıldız:
Yorum Gönder