Pages

30.10.10

savunma şeyleri

öncelikle (bkz: ekran klavyesiyle yazmak).

ah! bilseydim ne fena bişi olduğunu, guitar hero'da o son şarkıyı çalarak tam anlamıyla (!) ter dökmezdim :p neyse, aslında tam olarak şunu demeye geldim. psikodinamikçi olmak güsel şey valla.. projection, denial, reaction formation... her şeyini bunlarla açıklayabilirim. gerçi bi an için aklıma gelmio da değil, acaba ben miyim kendini böyle savunan? :o

26.10.10

`elma dersem çıkma sakın ha!`

jehan'lı, cudi'li, genco'lu bi öğleden sonra :)

gözlerim hala dolu dolu, bana psikologculuk oynanmasından nefret ediorum !
nereye dokunmanız gerektiğini biliyor olabilirsiniz, ne kadar dokunmanız gerektiğini bilemiyorsunuz ama..
bu kadar sinirlenmezdim, üzülmezdim, kırılmazdım belki, senelerdir biraz anlaşılmış olsaydım..

bu şarkılar da yardımcı olmuyor, düşünmekten sözlerini duyamıyorum ama müzikler içimi parçalıyor.
ya da ben yine bahane arıyorum, durduk yere..
ama hatırlatılmasına ihtiyacım yok, biliyorum hayatın güzel olduğunu :)
kimse merak etmesin artık beni, teselli etmesin..
böyle bile iyiyim gerçekten :)

24.10.10

yıldız


bi yıldız kaysaydı.. 

baştan anlatayım size. ben bir yıldızın kaydığını hiç görmemiştim. ne zaman baksam sabitlerdi gökyüzünde. milyonlarcasını bir arada gördüğüm o geceden beri, sokak lambalarını suçladım hep bunun için. eminim, bi yerlerde kayan yıldızlar vardı ama şehrin aydınlığından ben göremiyordum. çünkü masam pencerenin yanındaydı, çünkü gündüz kapalı olan perdelerim gece açıktı ve çünkü gözüm dışardaydı benim, görmemem imkansızdı. 

belki de o kadar güzel bi şey değildir? 

sonuçta gidiyor, umarsızca, kim bilebilir ki bi yıldızın neler hissettiğini. tutacağın dileğin gerçekleşmeyeceğini biliyorsan, yerinde durmasını tercih bile edebilirsin bence. bazen hiç dilek tutmamak, hiç adım atmamak, hiç cevaplamamak daha iyidir ama hiç yapamayız. ben yapamam.

..o yıldızın peşinden giderdim ben kesin!

21.10.10

babam bana ne almışşş ?! ;D


tanıştırayım, kendisi benim yeni mızıkam :) 
bugünden itibaren birlikte çok güsel şarkılar çalmaya karar verdik.. 
tabi bu kararın ilk istatistik quizi öncesindeki haftasonuna denk gelmesi hiç uygun olmadı bence.. 
:p

15.10.10

yapma!

var şöyle insanlar.. yalnız, o her farklı kadından biri, en az biri, bu yapmacıklıktan hoşlanmıodur, haberleri olsun (:



“akşam oralardayım ararım, sen de orada mısın?”
Aynı kişiden beş dakika sonra bir başkasına:
“özledim, bu şarkı sana”
Aynı kişiden beş dakika sonra bir diğer kadına:
Bu kaçıncı mesaj, nerelerdesin?

Aynı kişiden beş dakika sonra bir başkasına:
Gelsene bu hafta sonu yanıma?

Aynı kişiden beş dakika sonra bir diğer yalnıza:
Resimlerin ne güzel, sadece konuşmak istedim

Aynı kişiden beş dakika sonra bir evvelkine:
Hmmm, kızdın mı surat mı yapıyorsun bana?


jb

14.10.10

ben mesela.. ♪♫

karanlık ve soğuk günlerde yapılacak en güzel şeyi yapıyorum. biz küçükken athena dinlerdik. "holigan" albümünü. okula giderken, kardeşimle arka koltukta holigan'ı söylerdik sessiz sessiz, önümüzde oturan karşı komşumuza rağmen. kuzenimle koreografiler hazırlamıştık 3 kişilik, "skalonga" ve "senden benden bizden"e.. annemle, anneannemi karşımıza alıp büyük bi ciddiyetle, şarkıyı hem söylemiş, hem dans etmiştik :) arabada, evde, her bulduğum teypten defalarca dinlerdim o albümü ve çok eğlenirdim. kartoneti bile .. dur, bu çok profesyonel bi terim oldu, sevmedim :) kağıdı bile ayrı eğlenceliydi, yatay/dikey karışık şarkı sözleri, resimler etrafa dağılmış. renkli, eğlenceli ve yaratıcıydı bu grup, her şeyiyle :)

sonra birden büyüdüm. ergenlik girdi araya, ben de daha depresif müziklere merak saldım sanırım, teoman falan gibi :) tabi onlar güzel albümler, güzel şarkılar yapmaya devam ediyorlardı, "sen de yap" falan.. neyse, o dönemimi geçiorum, çok sıkıcı.. 

ve bugün, 2010'da, 23 yaşımda, bir şarkılarıyla çocukluğumdayım adeta! :) turuncu kafasıyla oradan oraya zıplayan gökhan'ı, sevimli sevimli gitar çalan hakan'ı, renkli kıyafetlerini, seslerini nasıl özlemişim, bir kliple anladım.. şimdi ilk iş, diplerde kalmış şarkıları tekrar tekrar dinleyip mutlu olmak, bu karanlığa ve bu soğukluğa inat ! :) 


yerlere göklere sığamıorum, yine de senden kaçamıorum !  "

12.10.10

mim mim mim

aa unutmuştuuuumm !

göğe bakma durağı'nın sahibi sevgili kardişim beni mimlemiş geçenlerde. ben de burada ne yazsam diye düşünüp duruorum :) here we goo..

1) Lakabın var mı varsa nedir?
bi dolu, harbe giden sarı saçlı kız en çok kullanılan ama (: ehe

2) Son zamanlardan da dile dolanan şarkı?
yasemin mori - yeniler.. 

ben öldüm!
yeter ki yer açılsın yanında, yenilerine.
öldüm,
bak yerimi bıraktım yarına, yenilerine.
öldüm!
mezarımı gördüm!
yer açsın eski ölüler hemen, yeni ölülerine!

3) En son ne zaman ve neye/kime aşık oldun?
biraz önce bi siteden gördüğüm powergig: rise of the six string isimli, yeni nesil guitar hero oyununa aşık oldum. oynamak istiyoruuuuuummm !

4) En son okuduğun kitap/film? 
en son jostein gaarder'ın iskambil kağıtlarının esrarı kitabını okudum. şu anda da elimde sürüklenen bi kitap var ama hayırlısı bakalım :p 
film de, yine biraz önce bitirmiş olduğum, trois couleurs üçlemesinin ilk filmi bleu (: çok beğendim ve devamını da çok yakında izlicem ! derste işlediğimizden mütevellit.. :p

5) Son zamanlarda en çok özlediğin...
geçen 4 sene.. :/

6) Bir günlüğüne ünlü biri (oyuncu/şarkıcı/politikacı vs) olma hakkı tanınsaydı kim olurdun? 
düşündüm düşündüm ve en çok içime sinen Lady Gaga oldu :) o olsaydım ve bi konser verseydim, müthiş olurdu sanki..

7) Yarın sabahki ilk planın?
erken kalkmak :( 8.40 derslerinden nefret ediorum !

8) En sevdiğin huyun?
polyanna'dan birazcık daha az iyimserliğim :p

9) Şuanki bölümünde/mesleğinde olmasan ne olurdun?tercüman, tabii ki !! yine olurum belki, kimbilir? :)

10) Okurken en zevk aldığın 3 blog ?
ımm ..

ama bi de linkini yukarda verdiim kardiş kişisi :* 

yazışalımmm ! :)

sağ alt köşede bi chat'im var artık, yazdıklarınızı ben olmasam da görebileceğim ! BBS'dekinin aynısı yani .. siz yazın, ben de yazayım :) yup !

ben bazen saçmalarım..

- anne, bilio musun, ağlayınca beyinde endorfin salgılanıomuş, böylece acın hafiflio.. ama ben ne zamandır ağlayamadıım için, acım hafiflemiyo :(
+ sen de eskiden çok ağladın kızım, muslukları açıodun hemen..
- evet, ne güseldi, açılmıo şimdi musluklarım, tıkanmış.. saç falan tıkamıştır muhtemelen, evet, saçlarımı kestirmem lazım demek ki, o zaman ağlayabilirim bence?
+ ?!&%!

p.s : gelecek bi prens yoksa, rapunzel olmanın ne anlamı var di mi?

11.10.10

bi kedi gördüm sanki.. :p

kutuyu açıp bakmadan bilemeyiz hiçbi şeyi ! :)

> cat's aliveee ! 

6.10.10

sleeplessliness

lie to me'de öğrendiklerimi, house'ta uygulayıp hastaların ve yakınlarının yalan söyleyip söylemediklerini anlicam :p  ama bu, çevremde de yoğun gözlem yapmayacağım anlamına gelmez tabi.. dikkatli olun o yüzden !

"truth or happiness .. never both" da bugünün en güzel ikinci cümlesi olsun :)
ilki, hiç beklemediğim bi anda, hiç beklemediğim birinden..
"zamanım olsa, sana daha kısa yazardım".. bu yüzden silip silip duruorum..
konuşmayı sevdiğimi nereden çıkardınız?

ingilizcedeki en güzel kelime ise sleeplessliness olmalı - bunu yarın söyleyeceksem, takılmadan söylemek için alıştırmalarıma devam etmeliyim. sleeplesslinesssleeplesslinesssleepless....
zzzZZzZzz!

p.s : kopmuşum yine baya, bugünlerde böyle..

3.10.10

günlük.

o kadar yazacak yerim var ama bi şeyler içimde patlıyo durmadan..
kağıtlı kalemli günlüğe mi dönsem diye düşünüorum, yazımın ne kadar şekilsiz olduğunu hatırlayınca vazgeçiorum :p yine de ortaokul / lise günlüklerimin komikliğini de düşününce, eğlenceli olurmuş gibi..
ama sevmekten-ölen-balık'a benzeyecek diye korkuyorum..
şimdilik, böyle çaktırmadan, anlamsızmışçasına yazayım, sonradan okuyunca ne dediğimi kendim bile anlamayayım da.. bi catharsis'e ihtiyacım olursa, sarılırım kaleme :)

sadece dünden önceki günden beri, aynı şarkı, defalarca.. `don't worry, life is easy.. `

p.s : ve konuştukça fark ediorum, düşündüğüm kadar korkak, düşündüğüm kadar uzak değilmişsin ! :)