Pages

17.6.11

they don't fit in. except together.

"im late which is ironic because i started out 9 hours and 23 minutes early."

kitabını da acilen bulup okumalı!

fotoğraf

"durakta üç kişi
adam kadın ve çocuk

adamın elleri ceplerinde
kadın çocuğun elini tutmuş


adam hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

kadın güzel
güzel anılar gibi güzel

çocuk
güzel anılar gibi hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi güzel
"

cemal süreya

15.6.11

şans.

"amaç bu zaten, insan bazen kendini unutur, sonra yazdıklarına bakıp hatırlar, aa ben vardım yahu der"
nick
~
hiç tanımadığın birinden duymak daha güzeldir bazı şeyleri.
ve hiç tanımadan kitap tavsiye etmek.
yeni yazılmakta olan bir kitap siparişi vermek.

gece yarısı, hiç yoktan, gülümseyebilecek kadar şanslıyım :)

10.6.11

ben çok sakinim

önce bu.
sonra bu.
en son bu.

6.6.11

mim - ben küçükken ... sanırdım

jakoobi, beni Süpernova ! da mimlemiş, ikiletmeden yazmalı. :) mimin konusu, "ben küçükken ... sanırdım"

ilk okuduğumda ne yazacağımı düşünürken, aklıma bir şey gelmedi ve anneme sordum, küçükken doğru sandığım yanlış ne vardı, hatırlıo musun diye. önce bi şey yoktu dedi :p ahaha her şeyi doğru biliomuşum güya. neyse buldu sonra bi tane, onunla başlayalım, sonra da benim aklıma gelenlerle.

>> ben küçükken, biz arabayla ileri giderken, ağaçların da geri gittiğini sanırdım. tamam, bu doğal bi şey, hala bakarken öyle hissedebiliorum. ama bi de gidip bunu anneme bilimsel buluş gibi sunmam çok fena işte. "anne, biz arabayla ileri giderken, ağaçlar da geri gidiyor"..."hıhı evet kızım" :p

>> bir kere, ilkokulda bahçede otururken, bulutların hareket ettiğini görmüştüm. muhtemelen o dönemde dünyanın dönüşü falan gibi şeyleri işliyor olmalıyız ki, ben o hareketleri dünyanın döndüğünün işareti olarak algılayıp uzunca bir süre öyle sanmış, daha sonra da bunu ilkokul öğretmenime söyleyip büyük hayal kırıklığıyla karşılaşmıştım.

>> ben o kadar da küçük değilken, ama yine de küçük sayılırken, kuzenim ve bir arkadaşı bana britney spears'ın baby, one more time şarkısına hazırladıkları dans koreografisini sunarlarken, şarkıda geçen "still believe" sözcük grubunu, "steven lee" olarak anlamış, akşam eve gelince de anneme steven lee'nin kim olduğunu sormuştum. cevabını tabi ki alamamış olsam da uzuuuunca bir süre öyle sanmaya devam etmiş, şarkının orası gelince de hemen "steven lee" demiştim. zaten bi de "hit me baby one more time" diyebiliodum :p şimdi bütün sözlerini ezbere biliorum ama hıh!

>> bir de bacağımdaki ameliyat izinin ben büyüdükçe küçüldüğünü sanırdım. bir kere arkadaşıma bilmiş bilmiş "hıhı ameliyat olmuştum ama o eskiden daha büyüktü, artık küçüldü" falan diye anlatırken, yakınlardaki annemin cevabıyla hem acı gereği öğrenmiş, hem de arkadaşıma rezil olmuştum. :)

işte böyle. ben de o zaman, bu mimi mia wallace, ry ve girl with the red balloon'u mimliyorum, bakalım neyi ne sanırdınız. :)

ek: küçük bi değişiklikle mefisto'yu da ekliorum mimlenenler listesine. :)

1.6.11

..

"bu sefer silmeyeceğim yazdığım her şeyi.. ilk defa bu kadar açık olacağım ve -büyük ihtimalle- son defa..

1.5 senedir, içimden geçenlerdi hep yazdıklarım, hiç yapmacık olmadım. yaşadıklarım da her zaman öyleydi zaten, seninleyken kimseye karşı olmadığım kadar doğaldım. o yüzdendi yaptıklarımdan sonra garip garip bakmaların; senin yanında içimden gelen coşkuya hiç karşı koyamadım. çünkü hep bastırıyorduk zaten bir şeyleri, sevgimizi bastırırsak daha az inciniriz sandık, özlemimizi bastırırsak hiç özlemeyiz sandık. ama şimdi yine tekrar tekrar dolaşıyor o aylar önce sorduğum soru kafamda: 'korkmadan sevsek mutlu olur muyduk?'

tek fark var o zamanla şimdi arasında, o zaman '2 mutsuz' değildik gerçekten. sadece yorgunduk belki, ve yine mutlu edebiliyorduk birbirimizi. sadece seslerimiz hayata bağlıyordu bizi, birbirine bağlanmış iki yaşam destek ünitesiydik (: şimdiyse.. mutsuz demek istemiyorum ikimize de, gelecekte bir gün, sadece gülümseyerek hatırlayacağımızı biliyorum o koskoca seneyi. yine de bunun için hala biraz erken sanırım.

hiç kızamadım sana, bilirsin. yine kızmıyorum zaten. tek benim hayallerim değil çünkü kırılan, sen de yaşıyorsun aynılarını, eminim. sana bu kadar yakınken, hiç olmadığım kadar uzaklaşmak istemezdim ama haklıydın işte. zamanla daha da zorlaşacaktı her şey, daha acı verecekti özlemler ve bu ayrılık. içimdeki o uğursuz umudu söndürmeye çalışıyorum şimdi, hayalperest olmanın acısını çekiyorum, oysa o kadar uyarmıştın di mi?

bu, buraya yazacağım son yazım; rüzgar girerken penceremden, karanlık basmışken etrafı, okuyup okumayacağını bile bilemezken, yapayalnız yazdığım bir yazı sadece.. biraz hüzün, biraz özlem, biraz sen, biraz ben olan içinde. hayatının her noktasından çıkmışken aslında, hayal gibi birazcık görünüp sonra yine kaybolacağım bir yazı.

ve o gece söyleyememiştim ama,

sana da teşekkürler beni çok sevdiğin için!
"
temmuz '09

-- 
o 'gelecekte bir gün' gelmiş bile. sadece bunu söylemek istedim.